Osmanlıca Zindandan Mehmed'e Mektup


etiketler , , , ,

Necip Fazil Kısakürek Belgeselleri


Necip Fazıl Kısakürek














Bir Adam Yaratmak

Kanal 24-Keşke Olmasaydı : Necip Fazıl

Mü'min İle Kafir 

Şiirin Vicdanı (Belgesel Film)

Siyah Pelerinli Adam

TRT HABER - Üstad Belgeseli

Not: İzlemek için linklere tıklayınız, bilgisayarınıza kayıt etmek istediğiniz belgesele sağ tıklayıp hedefi/bağlantıyı farklı kaydet seçeneğine tıklamanız gerekiyor.

Kaynak: www.n-f-k.com


etiketler , , , ,

MEB Kuran Elifbası

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı ve Hayrat Neşriyat işbirliği ile hazırlanmış Kur'ân Elifbası uygulaması yayınlandı.

Şu adreslerden ulaşabilirsiniz:
 http://www.eba.gov.tr/eicerik 
 http://meb.kuranelifbasi.com




Kaynak: http://www.kuranharfleri.com



etiketler , , , ,

MEB Seçmeli Osmanlıca Ders Kitabı

MEB hazırlamış olduğu Ortaöğretim (liseler) için var olan seçmeli Osmanlıca dersine ait kitabın PDF halini aşağıdaki linkden indirebilir/okuyabilirsiniz.

Osmanlıca Seçmeli Ders Kitabı

Not: Kayıt etmek için sağ tıklayıp hedefi/bağlantıyı kayıt et demeniz gerekiyor..



etiketler , , , ,

Osmanlıca Nedir ?

Osmanlıca alfabesindeki harf sayısı ile; bu harfleri okutmaya ve belli etmeye yarayan hareke ve harf seslileri, ve bazı remiz işaretler:
     Bu alfabeye, dünyanın bütün dillerini tespit ve ifadeye muktedir bir hüviyyet vermiş ve bu alfabe ile yazılan her seviyedeki eserin, imparatorluk camiasındaki her sınıf halk tarafından kolaylıkla ve yanlışsız olarak okunmasını sağlamıştır.
     Kırdaki çobanımızdan, minderi üstündeki ninemize kadar, ecdadımız, asırlar öncesinde, bu yazı ile okur hale gelmişdir.
     İmparatorluğun temel unsurunu teşkil eden Müslümanlardan;
Kadın-Erkek, çocuk-büyük, yaşlı-geç, tahsilli-tahsilsiz.. olanlardan YÜCE KUR’AN’I okumayı bilmeyen kaç kişi gösterilebilirdi, o devirde..
     Ve Kur’an okumayı bilen bir kimseninde (harekeli yazılmış) Osmanlıca bir kitabı okuyamıyacağı düşünülür mü hiç ?..
Harekeli kıraat kitabları,
Cönkler - kıssalar,
Tarihler – ilmihaller
Ahmediye ve Muhammediyeler,
Ve herçeşit ilahi ve mevlidler.
Ve Hatta: Harekeli Tefsirler – Mealler,
Hadis ve mesnevi şerhleri,
Menakıb Kitabları…
Evet bütün bunlar milyonların okuduğu el, ev ve ders kitaplarında değilmiydi ?
Demek oluyor ki, bugün dünya milletleri için, hala bir mesele olan okuma mevzuu imparatorluk devremizde ve asırlar öncesinde –bilhassa harekeli harfler- sayesinde tamamen halledilmişti..
     Yazmak işine gelince: kaidesine tam uymasa bile her Osmanlı, bu yazı ile ve benzetme yolula bir tesbit hissine sahibdi..
Kaldıki: yalnız mektebler, medreseler değil; imparatorluk dahilindeki ve her mahalle ve köşe başındaki mescidler – camiler, her köy odası ve mahalle misafirhanesi, Osmanlıca ile okuyup – yazmanın fahri merkezleri idi..
Not: Memleketimizde Türkçe olarak Osmanlıca ile harekeli hurufatla yazılmış ilk tefsir, İstanbulda Bayezid Kütüphanesinde bulunmaktadır. (Usûl-i İmla, Sayfa: 9)

Dr. Ali Kemal Berivanlı, Osmanlıca İmla Rehberi 2

etiketler ,

Günlük Dualar

Günlük Dualar

Her tebliğde, talimde, ders okumakta, okutmakta:

اَعُوذُ بِالَّلهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

رَبِّ اشْرَحْ لٖى صَدْرٖى وَيَسِّرْ لٖۤى اَمْرٖى وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانٖى يَفْقَهُوا قَوْلٖى

يَا حَىُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ اَسْتَغِيثُ يَا مُغِيثُ

“Kovulan şeytanların telkinlerinden, her sesi işiten, her cismi gören Allah’a sığınırım.”

“Ey Rabb’im! Göğsüme genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz, tâ ki sözümü iyiden iyiye anlasınlar.”

“Ey Zâtı’yla diri, hayat sahibi ve ey tedbir ve takdîriyle bizzat mahlukunu idare eden Ulu Allah, -kekemelikten ve menfi telkinden kurtulmam için- rahmetini imdadıma göndermeni dilerim, kulunun kurtuluşuna imdadları gönderen ey Muğîs.”


_____________________________________________________________

Uyanınca:

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى أَحْيَانَا بَعْدَ مَا أَمَاتَنَا وَ إِلَيْهِ النُّشُورُ

“Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah Teâlâ’ya hamdolsun. Zaten dönüşümüz de O’nadır.”


_____________________________________________________________

Helâya girmeden evvel:

اَلَّلهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْخُبْثِ وَ الْخَبَائِثِ

“Allahım, erkek ve dişi olan şeytan (cin ve mikroplar)dan Sana sığınırım.”


_____________________________________________________________

Helâdan çıkarken:

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى أَذَاقَنِى لَذَّتَهُ وَ أَبْقَى فِىَّ قُوَّتَهُ وَدَفَعَ عَنِّى أَذَاهُ

“Lezzetini bana tattıran, güç yetmeyi ve kuvveti bende bırakan, ezâyı da benden defeden Allah Teâlâ’ya güzel övgüler olsun.”


_____________________________________________________________

Evinde abdest alınca:

الَّلهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى وَوَسِّعْ لِى فِى دَارِى وبَارِكْ لِى فِى رِزْقِى

“Allahım, günahlarımı ört, evimi genişlet, rızkıma bolluk ve bereket ver.”


_____________________________________________________________

Yeni elbiselerini giyerken:

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى كَسَانِى هٰذَا الثَّوْبَ وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّى وَلَا قُوَّةٍ

“Güç kuvvet ve takatim olmaksızın bu elbiseyi sadece nimet olarak bana giydiren Allah Azze ve Celle’ye hamdolsun.”


_____________________________________________________________

Yemeğe başlarken:

اللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِيمَا رَزَقْتَنَا، وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ، بِسْمِ اللّٰهِ

“Allahım, bana rızık olarak verdiğin şeyler(yemek ve içmekler)de bereketler ve şifalı kıl, ateşin azabından koru. Allah’ın adıyla.”


_____________________________________________________________

Yemekten sonra:

اَلُحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى اَطْعَمَنَا وَسَقَانَا وَجَعَلَنَا مُسْلِمِينَ

“Ezelden ebede kadar bütün güzel övgüler Allah Teâlâ’ya mahsustur. O öyle Allah’tır ki, bizi yedirdi, içirdi, ve Müslüman kıldı.”


_____________________________________________________________

Evinden çıkarken:

بِسْمِ اللّٰهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى الّٰهِ، لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلّا بِاللّٰهِ

“Allah’ın adıyla. Allah’a dayandım. Güç, hareket ve kuvvet ancak Allah Teâlâ’nın inayetiyledir. Başka değil.”


_____________________________________________________________

Evden câmiye gitmek üzere çıkarken:

اَلَّلهُمَّ اجْعَلْ فِى قَلْبِى نُورًا، وَفِى بَصَرِى نُورًا، وَفِى سَمْعِى نُورًا، وَعَنْ يَمِينِى نُورًا، وَعَنْ يَسَارِى نُورًا، وَفَوْقِى نُورًا، وَتَحْتِى نُورًا، وَأَمَامِى نُورًا وَخَلْفِى نُورًا، وَاجْعَلْ لِى نُورًا

“Allahım, kalbimde nur yarat. Gözümde, kulağımda nur yarat. Sağımdan solumdan nur yarat. Üstüme nur, altıma nur, önüme nur, arkama nur ver. Ve bana nur yarat.”


_____________________________________________________________

Ezandan sonra:

اَللَّهمَّ رَبَّ هٰذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمّدًا الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ، وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذِى وَعَدْتَهُ

“Allahım, şu tam ve mükemmel davetin ve kat’î sûrette ikâme olan namazın sahibisin. Ey Rabbim, cennette olan vesileyi, fazîleyi Hazreti Muhammed’e ver. Peygamberimiz’e vaat etmiş olduğun Makâm-ı Mahmûd’a O’nu gönder.”


_____________________________________________________________

İş mahalline girip işe başlarken:

بِسْمِ اللّٰهِ الَّذِى لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَىْءٌ فِى الْأرْضِ وَلَا فِى السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

“Allah Teâlâ’nın adıyla (işime başlarım, çünkü) O’nun isminin anılması anında, yerde ve gökte olan hiçbir şey zarar vermez. Her hal ve kârda Allah işitici ve görücüdür.”

اَللّهُمَّ إِنِّى أعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَ قَهْرِ الرِّجَالِ

“Allahım, keder ve üzüntüden Sana sığınırım. Acizlik ve tembellikten Sana sığınırım. Korkaklık ve cimrilikten Sana sığınırım. Adamların bana galebe çalmasından ve borcun ağırlığından Sana sığınırım.”


_____________________________________________________________

Binerken:

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى سَخَّرَ لَنَا هٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ

“Bunu (bineği) bize râm ve itaatkar kılan Allah Teâlâ’ya hamdolsun. Halbuki biz bunlara güç yetiremezdik. Muhakkak biz topumuz Rabbimiz’e dönüp gidiciyiz.”


_____________________________________________________________

Gece sohbetlerinden sonra ve her meclisin hitamında:

سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

“Allah’ım Sana hamdederek Seni tenzih ederim. Senden başka bir ilah (mâbud ve maksud) yoktur diye şehadet ederim. Günahlarımı örtmeni Senden dilerim. Tevbe ile Sana dönüyorum.”

سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ، وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

“İzzet ve galebe sahibi olan Rabbim’i onların (müşriklerin) isnad etmekte oldukları vasıflardan tenzih ederim. Rabbim Yücedir. Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’ya güzel övgüler olsun.”


_____________________________________________________________

Yatarken:

بِاسْمِكَ ربِّى وَضَعْتُ جَنْبِى وَبِكَ أَرْفَعُهُ، إِنْ أَمْسَكْتَ نَفْسِى فَاغْفِرْ لَهَا، وَإِنْ أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا بمَا تَحْفَظُ بِهِ عِبَادَكَ الصَّالِحِينَ

“Allah’ım isminle yanlarımı yere koydum ve isminle kaldıracağım. Eğer canımı alsan, günahlarımı ört. Eğer canımı gönderip salıversen, salih kullarını koruduğun şeyle onu da koru.”


_____________________________________________________________

İsmail Çetin hocanın Tebliğ ve Sevgi Bağı eserlerinden derlendi.
alıntıdır.

etiketler , ,

Ebced Hesabi Nedir ?


Ebced rakamlarını yani alfabetik bir sayı sistemini kullanarak, kelimelerin sayısal değerini hesaplamaktır. Arap alfabesinin eski sıralanışından (elif, ba, cim, dal) ilk dört harfinin okunuşlarıyla (E-B-Ce-D) türetilmiş bir sözcüktür. Arap alfabesiyle yazılan bir yazıdaki harflerin sayısal değerlerinden (cifr) tarih bilgisi gibi gizlenmiş bilgileri çıkarmaya yönelik çalışma yapanlar da olmuştur. Hâdiselerin vukuu zamanının tesbiti için harflere yüklenilen rakamsal değere denilir. Diğer bir tarif ile bir hadiseyi tarihlendirme için kullanılan ve rakamları harften ibaret olan bir hesaptır. Buna "cümlelerin hesabı" denilir.
Arap ebcedinin İberî ve Aramî alfabesinden alındığına şüphe yoktur.
Ebced hesabını akılda tutmak için bir anlamı olmayan ve Arap alfabesindeki harflerin eski dizilişini hatırlatıcı olarak kullanılan kelimelerden bir cümle oluşturulmuştur: bu 'ebced', 'havvez', 'huttî, 'kelemen', 'sa'fes', 'karaşet', 'sehhaz', 'dazıg' cümlesidir.

ابجد      هوز       حطى        كلمن      سعفص     قرشت       ثخذ      ضظغ 
  dazıg      sehhaz     keraşet         sa'fes        kelemen         huttî        havvez       ebced

Harflerin Sayısal Değerleri ?

Ebced dizilişine göre Arap alfabesi;
“elif, bâ, cim, dâl, he, vav, ze, ha, tı, yâ, kef, lâm, mim, nûn, sin, ayın, fe, sad, kaf, rı, şın, te, se, hı, zel, dad, zı, ğayın” şeklindedir ve “ebced” ismini de bu dizilişin ilk dört harfinden almıştır. Bu alfabe kolay ezberlensin diye şu formül ile de ifâde edilmiştir: Ebced, Hevvez, Huttî, Kelemen, Sa’fes, Karaşet, Sehaz, Dazağ. Bu dizilişe göre Arap alfabesi sayısal değer açısından üçe ayrılmış; İlk dokuz harfe “âhâd” yani “birler”ve birler basamağından değerler verilmiş; ikinci dokuz harfe “âşâr” yani onlar denmiş ve onlar basamağından değerler verilmiş; üçüncü on harfe “miât” yani “yüzler” denmiş ve yüzler basamağından değerler verilmiştir.

Tablo Olarak:

elif ا1Ha ح8sin س60te ت400
be ب2Tı ط9`ayn ع70peltek se ث500
cim ج3yâ ي10fe ف80Hı خ600
dal د4kef ك20Sad ص90zel ذ700
he ه5lâm ل30kaf ق100Dad ض800
vav و6mim م40ra ر200Zı ظ900
ze ز7nun ن50şın ش300ğayn غ1000

Ebced ve tarih düşürmek

     Tarih düşürme adetleri anlamlı bir tarihe denk gelen güzel bir cümle bulmaktır. Örneğin İstanbulun fetih tarihi 1453 Kur'an-Kerim de geçen Beldetün Tayyibetün ifadesinin ebced hesabına göre adedi 857 olup bunu miladi takvime göre karşılığı 1453 tür. Bu ifadenin anlamı da güzel belde demektir ki istanbulun güzel bir belde olduğuna işaret vardır.(1)
 

Ebced Ve Çeşitleri

1-Asıl Ebced; Küçük Ebced Hesabı (Cümel –i Sağir)

Ebced düzeninin ilk dokuz harfi 1’den 9 ‘a kadar, ikinci dokuz harfi 10’dan 90’a kadar, üçüncü dokuz harfi 100’den 900’e kadar sayı değerlerini alırken,son olarak ‘ğayn’ harfi ise 1000 rakamını göstermektedir.
Harflerin Ebced değerleri toplanır.
Misal: Cemil kelimesini oluşturan harfler: Cim, mim, ye, lam'dır. Cim: 3, mim:40, ye:10, lam:30.
Toplam = 3 + 40 + 10 + 30 = 83. Cemil kelimesinin asıl (küçük) Ebced değeri 83'dür.

2-En Küçük Ebced Hesabı (Cümel-i Asğar)

Harflerin (asıl) küçük Ebced değeri 12'ye bölünür. Bölme işleminde bölünmeden kalan değer harfin en küçük Ebced değeridir. Kef harfi ve sonrasındakiler için geçerli olan bu işlem de Sin ve Hı harfleri bu işleme tabi tutulmazlar.
Misal: Mim harfinin Ebced değeri 40'tır. 40'ı 12'ye böldüğümüzde kalan 4'tür. Lam harfinin Ebced değeri olan 30'u 12'ye böldüğümüzde kalan 6'dır.
Cemil kelimesinin en küçük Ebced değeri: 3 + 4 + 10 + 6 = 23'dür.

3-Büyük Ebced Hesabı (Cümel-i Kebir)

Harflerin adlarının sayı değerine göre hesaplanır. Bu işlem küçük Ebced hesabındaki sayılar, nazarı itibara alınarak yapılır.
Misal: Cim harfi cim, ye, mim olarak yazılır. Bunun toplamı: 3 + 10 + 40 = 53'tür.
Cemil kelimesinin büyük Ebced değeri: 53 + 90 + 11 + 71 = 225

4-En Büyük Ebced Hesabı (Cümel –i Ekber)

Asıl (küçük) Ebceddeki harflerin sayı değerlerinin Arapça adlarının toplamıyla yapılan hesaptır.
Misal: He harfinin değeri 5'dir. Arapça 5 Hamse'dir. Bu da 600 + 40 + 60 + 5 = 705'dir.
Cemil kelimesinin en büyük Ebced değeri: 1035 + 333 + 575 + 1090 = 3033'dür.

5-Noktalı Ebced Hesabı

Noktalı harflerin Ebced değerleri toplanarak yapılan bir hesaptır. Noktasız harfler, hesaba katılmaz.
Misal: Cemil kelimesindeki noktalı harfler: Cim ve Ye'dir. Bu harflerin toplamı: 3 + 10 = 13'dür.
Cemil kelimesinin noktalı Ebced değeri 13'dür.

6-Noktasız Ebced Hesabı

Noktasız harflerin Ebced değerleri toplanarak yapılan bir hesaptır. Bu hesapta da noktalı harfler nazarı itibara alınmaz.
Misal: Cemil kelimesindeki noktasız harfler: Mim ve Lam'dır. Bu harflerin toplamı:
40 + 70 = 110'dur. Cemil kelimesinin noktasız Ebced değeri 110'dur.

__________________
Dipnotlar ve Kaynakça:
1. Yazır M.H. Elmalılı Tefsiri, s. 3956
furkandergisi.com
ebced.com
tr.wikipedia.org



etiketler ,

Ebced Nedir ?

Ebced rakamlarını yani alfabetik bir sayı sistemini kullanarak, kelimelerin sayısal değerini hesaplamaktır. Arap alfabesinin eski sıralanışından (elif, ba, cim, dal) ilk dört harfinin okunuşlarıyla (E-B-Ce-D) türetilmiş bir sözcüktür. Arap alfabesiyle yazılan bir yazıdaki harflerin sayısal değerlerinden (cifr) tarih bilgisi gibi gizlenmiş bilgileri çıkarmaya yönelik çalışma yapanlar da olmuştur. Hâdiselerin vukuu zamanının tesbiti için harflere yüklenilen rakamsal değere denilir. Diğer bir tarif ile bir hadiseyi tarihlendirme için kullanılan ve rakamları harften ibaret olan bir hesaptır. Buna "cümlelerin hesabı" denilir.
Arap ebcedinin İberî ve Aramî alfabesinden alındığına şüphe yoktur.
Ebced hesabını akılda tutmak için bir anlamı olmayan ve Arap alfabesindeki harflerin eski dizilişini hatırlatıcı olarak kullanılan kelimelerden bir cümle oluşturulmuştur: bu 'ebced', 'havvez', 'huttî, 'kelemen', 'sa'fes', 'karaşet', 'sehhaz', 'dazıg' cümlesidir.
ابجد      هوز   حطى     كلمن    سعفص   قرشت    ثخذ   ضظغ 
  dazıg      sehhaz     keraşet         sa'fes        kelemen         huttî        havvez       ebced

Harflerin Sayısal Değerleri ?

elif ا1Ha ح8sin س60te ت400
be ب2Tı ط9`ayn ع70peltek se ث500
cim ج3yâ ي10fe ف80Hı خ600
dal د4kef ك20Sad ص90zel ذ700
he ه5lâm ل30kaf ق100Dad ض800
vav و6mim م40ra ر200Zı ظ900
ze ز7nun ن50şın ش300ğayn غ1000
aaa

Oruç.. (Ayet, Hadis-i Şerif, Ehli Kitap ve Risale-i Nur)


Ayetlerde Oruç
I.     “Ramazan ayı ki insanları irşat için, hak ve batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa oruç tutsun.”(1)
II.     "Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erersiniz" (2)
III.     “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.“ (3)
IV.     “Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.” (4)                                                                      


Hadislerde Oruç
I.     “Oruç bir kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin ve cahillik yapmasın .Eğer herhangi bir kimse kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye girişirse, ona iki defa ’ben oruçluyum’desin.Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlu ağzın kokusu, Yüce Allah katında misk kokusundan daha temizdir. Yüce Allah: Oruçlu kimse benim için yemesini, içmesini, cinsi arzusunu terk eder. Oruç, doğrudan doğruya bana edilen (riya karışmayan) bir ibadettir. Onun ecrini de doğrudan doğruya ben veririm. Halbuki diğer (emsal) güzel amellerin hepsi on misli ile ödenir.” (5)
II.     ’’Bizim orucumuz ile ehl-i kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir.’’(6)
III.     ”Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde yalnız oruç tutanlar girer; ondan oruç tutanlardan başka hiç kimse girmez. (Kıyamet gününde:) Oruç tutanlar nerede? denilir. Oruç tutanlar kalkarlar ve o kapıdan girerler. Onlardan başka hiçbir kimse buradan girmez. Onlar girdiği zaman kapı kapatılır, artık bu kapıdan hiçbir kimse girmez.” (7)
IV.     ’’Her şeyin bir zekâtı (temizlenme vasıtası) vardır, cesedin zekâtı oruçtur.’’(8)
V.     ’’Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa,Allah onun yemesini,içmesini bırakmasına değer vermez(Allah o oruca muhtaç değildir).’’(9)
VI.     ’’Oruçlunun sevinip neşeleneceği iki sevinci vardır:Birisi orucu bozduğu zaman sevinir,diğeri Rabbine kavuştuğu za­man orucu ile sevinir."(10)
VII.     ’’Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.’’ (11)


Ehli kitapta Oruç
Hristiyanlıkta farklı oruçlar olduğu gibi Katolikler ve Protestanlar arasında oruç hakkında tam bir fikir ve uygulama birliği bulunmaz. Hristiyanlıkta iki çeşit oruç bulunur: Şükran orucu ve kilise orucu. Bu iki çeşit orucu Katolikler tutar, Protestanlar tutmaz. Hıristiyanlık, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri ile bazı yortuların arife günlerinde oruç tutmayı teşvik eder. Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın öldükten sonra dirildiğine ve göğe çıkarıldığına inanılan (12) Paskalya’da oruç tutulması önemlidir. Paskalya öncesinde iki gün oruç tutmak dindar Hristiyanlar arasında yaygındır.                                                                                                                                                    
Yahudiler’de de farklı zamanlarda ve farklı şekillerde oruç tutulur. Bunların bazıları kefaret orucu türündendir.Yahudîler Babil dönüşünden sonra, Kudüs’ün tahrip edilmesi ve diğer felâketler nedeniyle dört ayrı oruç daha ortaya çıkarmışlardır.


Risale-i Nur’da Oruç
Ramazan-ı Şerifteki orucun Cenâb-ı Hakk’ın rububiyetine, nefsin terbiyesine, insanın şahsî ve içtimaî hayatına, Allah’ın verdiği sayısız nimetlerin şükrüne bakan pek çok hikmetleri olduğunu söyleyen Bediüzzaman; Sultan-ı ezelînin zemin yüzünü bir nimet sofrası sûretinde hâlk ederek bütün nimetleri o sofraya dizdiğini, oruçluların da muntazam bir ordu gibi, akşama yakın; "Buyurunuz" emrini bekleyerek Rahmâniyete karşı çok geniş, azametli ve intizamlı bir ubudiyetle mukabele ettiklerini ifade etmektedir. Bu sebeple Bediüzzaman’a göre Ramazan orucu:
mide gibi, bütün duygulara, göze, kulağa, kalbe, hayale, fikre ve sair cihazlara da bir nevi oruç tutturmakla olacağını söylemektedir. Bunun yolunun da bu cihazları haramlardan ve boş şeylerden çekmekten, her birisinin kendisine mahsus ubudiyetine sevk etmekten, dili yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmaktan, Kur’ân tilâveti, zikir, tesbih, salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmekten, gözünü nâmahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmekten geçtiğini bildirir.

Bir rivayete göre :
Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?"
Nefis demiş: "Ben benim, Sen sensin."
Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş.
Yine demiş: "Ene ene, ente ente." (Ben benim, sen sensin.)
Hangi nevî azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş.
Sonra açlıkla azap vermiş.Yani aç bırakmış.Yine sormuş: "Men ene? Ve mâ ente?"
Nefis demiş: "Ente Rabbiye’r-Rahîm,ve ene abdüke’l-âciz." Yani,
"Sen benim Rabb-i Rahîmimsin.Ben senin âciz bir abdinim." (13)

________________________
Dipnotlar
1-Bakara/185
2-Bakara/183
3-Bakara/184
4-Tevbe/112
5-Buhari,H.Numarası :1894; Ebu Davut ’’ الصِّيَامُ جُنَّةٌ’’ ibaresinden sonra ’’ إِذَا كَانَ أَحَدُكُمْ صَائِمًا ’’ ibaresini kullanarak hadisi tahric etmiştir.Aynı rivayete A.B.Hanbel’e ait Müsnet’te de raslamaktayız.Nesai’nin Suğra’sında ise orucun kalkan olduğunu belirten bölümden sonra ’’فَإِذَا كَانَ يَوْمُ صَوْمِ أَحَدِكُمْ’’ ibaresi gelmiştir. Aynı rivayete A.B.Hanbel’e ait Müsnet’te de raslamaktayız.Suğra’da ayrıca ’’ الصِّيَامُ جُنَّةٌ كَجُنَّةِ أَحَدِكُمْ مِنَ الْقِتَالِ ’’(oruç,sizden birinizin savaş kalkanı gibi kalkandır.) şeklinde hadis de mevcuttur.Bu rivayete İbn Mace’de ve Nesai’nin Kübra’sında da raslamaktayız.Suğra’da farklı bir rivayet olarak ’’ الصِّيَامُ جُنَّةٌ مِنَ النَّارِ’’ (Oruç,cehennemden (kurtulmaya yönelik) bir kalkandır.)ibaresi de göze çarpmaktadır.A.B.Hanbel’in Müsned’inde ’’ الصِّيَامُ جُنَّةٌ وَحِصْنٌ حَصِينٌ مِنَ النَّارِ ’’ ibaresi ve ’’ إِنَّمَا الصِّيَامُ جُنَّةٌ’’ ibaresi mevcuttur.Nesai Sünen-i Kübra’da ve Tirmizi Cami’de bu hadisi tahric etmiştir.Tirmizi’de bu hadis ’’inne Rabbekum yekulu/şüphesiz ki Rabbiniz şöyle buyuruyor.’’ diye başlamaktadır.Müslim’de ’’الصِّيَامُ جُنَّةٌ ’’ olarak hadis mevcuttur.Taranan sayfa Buhari’den alınmıştır.Mektebetu’r Rüşd,2.Baskı,2006,Riyad/Hadisin şerhleri için bk.Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.10,s.367 ,Daru kutubil ilmiyye,Beyrut,1.Baskı,2001 ;Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.4,s.108-110,Darul Marife,Beyrut ;el-Dibac ala Müslim,3,231;Sünen-i Nesai şerhi,Suyuti,4,161 ;Müslim şerhi,Nevevi,8,30
6-Müslim, H.Numarası : 1096;Tirmizi;Darimi,Sünen;Ebu Davut,Sünen
7-Buhari,1697;Bak.Sahih,İbn Hibban
8-Münker موسى بن عبيدة الربذي ravi içerir.(Kime göre münker ravi ?Darekutni,Tirmizi,İbn Hacer,Nesai…) Bu hadis bu şekli ile İbn Mace’de geçmektedir.Şevkani,Fevaidi mecmua: zayıftır.Tezkiratül mevzua,Fetiy: zayıftır.İbn Cevzi,El İlel: Bu hadis ile delil çıkartmak caiz değildir.Sahih değildir.
9-Buhari ,savm,8 (H.N.1903),Daru İbn Kesir,1.Baskı,2002 ;Ayrıca bk.A.B.Hanbel,Müsned;Ebu Davut,Sünen;Tirmizi;İbn Mace;İbn hibban,Sahih ; Beyhaki,Sünen-i Kübra /Hadisin şerhi ;Buhari şarihi İbn Hacer’in belirttiğine göre; Bir diğer Buhari şarihi olan İbn Battal hadisteki ’yalan söylemeyi bırakmayanın orucunun değersiz olduğunu’ belirten mana için şöyle demiştir :’’ Onun manası yalan söz söyleyeni tahzir etmektir.Ya orucu bırak ya da yalanı bırak demek değildir.’’ İbn Arabi şöyle demiştir :’’Bu hadis,zikrolunan o fiilden (yalandan) ötürü, oruçtan sevap alınamayacağını gösterir.Yalan sözün ağırlığı nedeni ile oruç sevap getirmez.’’ Kadı Beydavi:’’ Oruçtan maksat sadece açlık ve susuzluk değildir.Aksine şehvetten... uzak durmaktır.Bunlar hasıl olmayınca Allah o oruca kabul nazarı ile bakmaz.’’demiştir. İbn Hacer de bu tür eylemlerin orucun faziletini noksanlaştıracağını belirtmiştir.Sevri ise faziletin noksanlaşması değil , orucun bozulacağını ileri sürmüştür fakat cumhur (alimlerin çoğunluğu) orucun yalan nedeni ile bozulmayacağını ifade etmiştir.(Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.393, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut) Öte yandan Leys’in rivayetine göre Mücahit: ’’İki haslet orucu bozar: 1-Gıybet 2- Yalan’’ demiştir. (Gazzali,İhyau Ulumi’d Din,c.1,s.660-661,Bedir yayın evi,İstanbul; Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.394, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut) Yalan ve gıybetin orucu bozucu oluşunu ’ Sevabını bozar/azaltır.’ diye anlamak doğru olacaktır.Yalan söylemek ve gıybet orucu bozmaz sadece sevabını azaltır. (Bak. İmam Serahsi, el Mebsut,kitabu’s Siyam;Prof.Dr.Vehbe Zuhayli , el Fikhul İslami ve Edilletuh , kitabu’s Siyam;Mevsili , el İhtiyar Li Ta’lili’l Muhtar, kitabu’s Siyam;İbn Abidin, Reddül Muhtar, kitabu’s Siyam;Prof.Dr.Yusuf el Kardavi ,Teysir’ul Fıkh , kitabu’s Siyam;A.Cezeri,Kitabu’l Fıkh ale’l Mezahibi’l erbea, kitabu’s Siyam;D.İ.B iki ciltlik ilmihal,Oruç) Esasında konu ile ilgili hadis de mevcuttur.Bu hadisi Fethu’l Bari’de göremesek de diğer Buhari şerhi olan Umdetu’l Kari’de (Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.393, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut) görmekteyiz.’’Oruç sadece, yeme ve içmeden kesilme değildir.’’ (İbn Huzeyme,Sahih; Abdullah bin Vehb,Muvatta;Sünen-i Kübra,Beyhaki; Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.4,s.117,Darul Marife,Beyrut) İlgili konuya Huccetü’l İslam İmam Gazzali de değinmiştir; Bilmiş ol ki oruç 3 derecedir; 1- Avamın orucu 2 - Havassın orucu 3- Ahassu’l havasın orucu.Avamın orucu: İki organı (mide ve tenasül uzvunu) korumaktır.Havassın orucu: Bu yukarıdakilere ilave olarak,gözü,kulağı,dili,eli ,ayağı ve diğer azaları korumaktır.Ahassü’l havas: Avam ve havasın riayet edecekleri maddelere ek olarak ; kalbini hasis emeller,dünya düşüncelerinden sıyırmak ve Allah’tan başka her şeyden çekerek bütün mevcudiyetiyle Allah tealaya bağlanmak ve hatırına ondan başkasını getirmemektir.(Gazzali,İhyau Ulumi’d Din,c.1,s.659,Bedir yayın evi,İstanbul)
10- Buhari,1904 numaralı hadis.(30.kitap,9.bap)
11-Müslim, H.Numarası :1079
12-İslam dininde belirtildiği üzere Hz.İsa ölmemiştir,diridir.bk.Allame Suyuti ,Nuzulu İsa Bin Meryem;Muhammad Zahid el Kevseri ,Nazratün Abirah fî Mezâimi men Yünkiru Nüzûl İsa (A.S.) Kable’l-Ahirah;Allame Abdullah İbn Sıddik el Ğumari ,Akidetu ehl islam fi nuzuli İsa aleyhisselam

13-Mektûbât,29.Mektub,s.460;El-Havbevî, Dürretüt’l-Vâizîn,s.11; Bu rivayete,bilinen hadis kitaplarında raslanmamıştır. Ayrıca mevzuat kitaplarında da bu rivayete raslanmadığından bu rivayet mevzudur, diyemiyoruz. Rivayetin Arapçası : عندما يخلق الله أي شي من الخلق يستشهده على نفسه وعندما خلق النفس سألها من أنا قالت أنت أنت وأنا أنا قال عز وجل اذهبوا بها إلى النار ألف سنة ولما أعيدت مرة أخرى كان نفس الرد والمرة الثالثة حتى قال الله عز وجل جوعوها فلما جاعت شهدت أنه الله لا إله إلا هو سبحانه)


Kaynak: Farklı Pencerelerden Oruç (Şehr-i Ramazan 2013 / Farzen)


etiketler , ,

Ramazan Hakkında Uydurma Hadisler


صُومُوا تَصِحُّوا
’’ Oruç tutun,sıhhat bulun.’’

Derece : İsnadı zayıf veya asılsızdır.(1)
_____________________________________________

فضل شهر رجب على الشهور كفضل القرآن على سائر الكلام، وفضل شهر شعبان على الشهور كفضلي على سائر الأنبياء، وفضل شهر رمضان على الشهور كفضل الله على سائر العباد
“Recep ayının diğer aylar üzerine fazileti, Kur’ân-ı Kerimin diğer kitaplar üzerine üstünlüğü gibidir. Şaban’ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım gibidir. Ramazan’ın diğer aylar üzerine fazileti, Allah Teala’nın, yarattığı varlıklar üzerine fazlı gibidir.”

Derece : Asılsız rivayet.(2)
_____________________________________________

رجب شهر الله ، وشعبان شهري ، ورمضان شهر أمتي
“Recep, Allah’ın ayıdır. Şaban, benim ayımdır. Ramazan, ümmetimin ayıdır.”

Derece : isnadı zayıftır veya rivayet asılsızdır.(3)
_____________________________________________

أَوَّلُ شَهْرِ رَمَضَانَ رَحْمَةٌ، وَأَوْسَطَهُ مَغْفِرَةٌ، وَآخِرُهُ عِتْقٌ مِنَ النَّار
’’ Ramazanın evveli rahmet,ortası mağfiret ve sonu da ateşten azat olmaktır.’’

Derece : Senedi zayıftır.(4)
_____________________________________________

نوم الصائم عبادة وصمته تسبيح ودعاؤه مستجاب
’’Oruçlunun uykusu ibadet,susması tesbih,duası da müstecaptır...’’

Derece : İsandı zayıftır.(5)
_____________________________________________

لا تقولوا رمضان فإن رمضان اسم الله، ولكن قولوا شهر رمضان
’’Ramazan demeyin,Ramazan ayı deyin çünkü Ramazan,Allah’ın ismidir.’’

Derece : Hem mana hem senet olarak mevzudur./asılsızdır.(6)
_____________
Dipnotlar

1-Hadisin geçtiği yer :Taberani,Evsat,3,174.Manası sahih,isnadı zayıftır.
Heysemi,bu rivayette yer alan ravilerin güvenilir olduğunu belirtmiştir.Bk.Heysemi,Mecmeu’z Zevaid,3,179;İraki ve Elbani zayıf derken,Sağani mevzu demiştir.Bu durumda üç farklı görüş var ; 1-Sahih 2-Zayıf 3-Uydurma.Hadisin sıhhatine dair değerlendirmeler için bk.Şevkani,Favaidi Mecmua fi’l ehadisi’l mevzua,kitabu’s siyam, s.94,259 numaralı hadis,tahkik; Allame şeyh Abdurrahman Muallimi,Mektebetu’l İslami,3.Baskı,1987 ;
Ayrıca bak. Hafız İraki,Tahrici İhya , 3,87.İraki tahricinde bu hadis için zayıf demiştir ;Elbani,Silsiletu’l ehadis zaife vel mevzua, 253 numaralı hadis,s.420,Mektebetü’l Mearif,Riyad,,1.Baskı,1992;Mevzuatu’s Sağani,72;Tezkiratu’l Mevuzat,Feteni,70 (mevzu demiştir) ;İbn Adiy el Cürcani,el Kamil fi zuafai’l rical,2,357
2-İbn Hacer asılsız rivayet demiş ve mevzuatçılar da ona uymuştur.
Acluni,Keşfu’l Hafa,c.2,1824 numaralı hadis,Daru’l Kütübü’l İlmiyye,1988;Aliyyül Kari,s.128,206 numaralı hadis,Mektebetu’l İslami,Haleb,1.Baskı,1969
3-Abdul Kadir Geylani şöyle demiştir : ’’Cafer-i Sadık (Allah ona rahmet etsin) atalarının şöyle dediğini rivayet etti :’Nebi (S.A.v) demiştir ki : ’Ramazan ayı Allah’ın ayıdır.’’ c.1,s.255,Daru ihyai turasil Arabiy,1.Baskı,1996,Beyrut
Münavi ,Feyzu’l Kadir’de (Suyuti’ye ait olan Camius Sağir şerhi) ’Gerekli olmadığı halde Şaban ayında oruç tutulduğundan benim ayım denilmiştir.Ramazan’a da ’Allah’ın ayı’ denilme sebebi,Ramazan’da oruç tutulması,Allah’ın hakkı olduğu içindir.’c.4,s.192.H.Numarası:4889,Darul marife,Beyrut,1972 ; Celaleddin Suyuti,el-Leali’l mesnu,c.2,s.114,Darul marife,Beyrut; Hafız İbn Recep el-Askalani,Tebyinu’l Acep adlı kitabında ’lem yerid fi fazli şehri recep...’ yani ; Recep ayının faziletine dair sahih bir hadis varid olmadı,der.Tebyinul acep,s.11 ;   Prof.Dr.Yusuf el Kardavi’de ’’Recep ayının haram aylardan olduğuna dair gelen rivayet hariç,Recep ayına dair hiç bir sahih rivayet gelmemiştir.’’ der.            
;Elbani,Silsiletu’l ehadis zaife vel mevzua, 4400 numaralı hadis,c.9, s.390,Mektebetü’l Mearif,Riyad,1.Baskı,1992 ;Uydurma olduğuna dair bk. Şevkani,Fevaid,s.100; Sağani,Mevzuat,s.10
Cerh-Tadil :
Fezailu Şehr-i Receb adlı kitaptaki hadisin senet irdelemesi :
I.     محمد بن أبي سليم (Ubeydullah b.Ahmet b. Yakub el mukri el Maruf biibni’l Bevvab): Meçhul ravidir.
II.     قاسم بن أحمد بن العباس بن عبد الله (Kasım ibn Ahmet b. Abbas el Şamiy): Meçhul ravidir.
III.     علي بن حسن بن مساور (Ali b. Hasen b. Müsavir) : Meçhul ravidir.
IV.     زهير بن حرب بن شداد (Ebu Heyseme) : Sikalığı sabittir. (Sağlam/güvenilir ravidir.) Bak. İbn Hacer el Askalani,Takrib;İbn Hibban,el Sikat
V.     عبد الغفور بن عبد العزيز بن سعيد (Abdul Ğafur Ebu Sabbah) : Metruktur.Bak.Ebu Cafer Ukayli,el Zuafa
VI.     عبد العزيز بن سعيد (Abdul Aziz b. Seidi’ş Şamiy) : Meçhul ravidir.
Sonuç : İsnat yönünden zayıftır.
Beyhaki’nin şuabu’l İman adlı kitabı için Cerh-Tadil :
I.     محمد بن عبد الله بن حمدويه بن نعيم بن الحكم (Ebu Abdullah hafız) : Sika ve hafızdır.
II.     خلف بن محمد بن إسماعيل (Half b. Muhammet el Kerabisi) : Makbul ravidir.
III.     مكي بن خلف (Mekki b. Halef) : Meçhul ravidir.
IV.     نصر بن حسين (Nasr b. Hüseyn) : Meçhul ravidir.
V.     إسحاق بن حمزة بن يوسف بن فروخ (İshak b. Hamza) :Hasendir.Bak.İbn Ebi Hatim el Razi,el Cerh ve Ta’dil
VI.     عيسى بن موسى (İsa Neccar) : İlim ehli, bu kişi hakkında farklı şeyler söylemiştir.İbn Hacer Takrib’te ’’Tedellüs’’ kelimesini kullanmıştır.Beyhaki zayıf derken,Müslim b. Haccac el Nisaburi makbul demiştir.
VII.     سفيان بن سعيد بن مسروق بن حمزة بن حبيب بن موهبة بن نصر بن ثعلبة بن ملكان بن ثور (İbn Ebi Süfyan,Meşhur ismi Süfyanı Sevri’dir.) : Hafız ve hüccettir.Ebu Hatim el Razi bu kişi için,Fakih,hafız,zahid,Irak ehlinin imamı demiştir.Hakim Müstedrek’te,İbn Hacer de Takrib’te bu kişi için aynı sözleri kullanmıştır.
VIII.     غالب بن عبيد الله (Ğalib b.Ubeydullah) : Cürcani ,Ebu Hatim el Razi,Ömer b.Şahin,münker demiştir.Ebu Nuaym el Esbehan el Zuafa’da bu kişi için münker demiştir.
IX.     عطاء بن أسلم (Ata,çoğu kitapta görüşleri yer alır.) : Hüccettir ve büyük şan sahibidir.İbn Hibban el Sikat’ta bu kişi için Tabiilerdendir,fakihtir,ilim ve vera’ ve fazilet sahibidir,der.Ebu Hanife ise ondan daha faziletli birisini görmedim der.İbn Hacer ise Takrib’te Sikadır,fakihtir,çok faziletli alimdir,der.
X.     عائشة بنت أبي بكر الصديق (Aişe bint Ebi Bekr el Siddik/Hz.Ebu Bekir’in kızı Ümmül Müminin Hz.Aişe):İbn Hacer el Askalani Takrib adlı kitabında ’ Müminlerin annesidir.Kadınların mutlak fakihidir
Sonuç : İsnat yönünden zayıftır.Aynı manadaki diğer hadisler de aynı hükme tabidir.
4-Elbani bu hadis için münker/zayıf der ve sebep olarak da senette geçen bir raviyi işaret eder.Ayrıca A.B.Hanbel ve diğerlerinin de bu kişi için zayıf dediğini ilave eder.İbn Huzeyme’nin bu zayıflığın sebebini ’Onun hafızası kötü olduğu için onunla delil getirilmez.’ diye beyan ettiğini ifade eder.
Elbani,Silsiletu’l ehadis zaife vel mevzua, 871 numaralı hadis,c.2, Mektebetü’l Mearif,Riyad,,1.Baskı,1992; Cerh-Tadil :
Ukayli,Zuafau’l Kebir’de ravilerin sika olmadığını belirtmiştir.Nitekim سلام بن سليمان بن سوار (Sellam b.Sevvar) zayıf ravidir.İbn Hacer,Takrib.Ayrıca مسلمة بن الصلت (Mesleme b.Salt) Zayıf ravidir.Ebu Hatim el Razi.İbn Hacer Askalani,Telhisu’l Habir (3,1121)’de zayıf demiştir.Ebu Hatim el Razi,el Cerh ve’t Ta’dil (8,269)’de yukarıda geçen iki ravi için münker demiştir.
5-Elbani,Silsiletu ehadis’il zaifeti ve’l mevzuat, (10.cilt) 4696 numaralı hadis. Mektebetü’l Mearif,Riyad,1.Baskı,1992;İraki,İhya Tahric’inde ’Süleyman el Neh’iy yalancıdır.’ demiştir.(1,310) ; Münavi , Feyzü’l Kadir’de Elbani’nin bu hadis için dediklerini hatırlatır ve zayıf der.(9293)
6-Abdul Kadir Geylani şöyle demiştir : ’Ramazan kelimesinin manasında ihtilaf olduğunu ve bazılarının Ramazan kelimesinin Allah’ın isimlerinden bir isim olduğunu söylemiştir.’ Gunyetu’t talibin, c.1,s.255,Daru ihyai turasil Arabiy,1.Baskı,1996,Beyrut; Allame Suyuti,el-Leali’l Mesnua,Kitabu’s Siyam,c.2,s.97,Daru’l Marife,Beyrut ;Şevkani,Favaidi Mecmua fi’l ehadisi’l mevzua,kitabu’s siyam,2,s.92,251 numaralı hadis,tahkik; Allame şeyh Abdurrahman Muallimi,Mektebetu’l İslami,3.Baskı,1987 ;İbn Cevzi,Mevzuat minel ehadisi’l merfuat,s.544-545,Kitabu’s savm,Bap 2-Babu’n Neyh en Yukale Ramazan,Tahkik; Dr.Nurettin,1.Baskı,Mektebetu evza selef,1997; Ayrıca bak. İmam Zerkeşi ,Tertibu’l Mevzuat , kitabu’s siyam,2,570 numaralı hadis,Daru kutubil ilmiyye,Beyrut,1.Baskı,1994 ;
Manası sahih olsaydı şimdi yer vereceğimiz hadisler ile bir zıtlık oluşmuş olurdu.Çünkü şimdi yer vereceğimiz hadislerde sadece ’Ramazan’ denilmiştir.’Ramazan ayı’ denilmemiştir.Hadisler ;
الصلوات الخمس والجمعة إلى الجمعة ورمضان إلى رمضان مكفرات ما بينهن إذا اجتنب الكبائر ’’Büyük günah işlenmediği müddetçe,beş vakit namaz ile Cuma namazı,öteki Cumaya kadar,Ramazan da diğer Ramazana kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir.’’ Müslim,233 ; من قام رمضان إيمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه
’’Kim, inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı ikame ederse, geçmiş günahları bağışlanır.’’ (Müslim, H.Numarası:759;Bak.Buhari;Tirmizi;Ebu Davut;Nesai,Sünen-i Suğra;Darimi,Sünen;İbn Hibban,Sahih;Sahih,İbn Huzeyme) ;
أن النبي صلى الله عليه وسلم ، كان يعتكف العشر الأواخر من رمضان حتى توفاه الله ، ثم اعتكف أزواجه من بعده“Resul-i Ekrem (Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem) Ramazan’ın son on gününde itikâf ederdi. Bunu vefat edinceye kadar böylece devam ettirdi. Vefatından sonra da hanımları îtikâfa devam ettiler.” Buhari,H.N.1937 ; ‘‘İslam beş temel üzerinde bina edilmiştir; Allah’tan başka hiç bir ilah olmadığına ve Hz. Muhammed (S.A.v.)’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan’da oruç tutmak.’’ Buhari,8 numaralı hadis;Müslim,16 numaralı hadis; “Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak kadir gecesinde kalkar ibâdet ederse, geçmiş günahları onun lehine mağfiret olunur. Her kim de ramazan orucunu inanarak ve mükâfatını ancak Allah’tan umarak tutarsa, onun geçmiş (küçük) günahları mağfiret olunur.” Buhari,1901 numaralı hadis.

Kaynak: Ramazan Hadisleri - Uydurma Hadisler (Şehr-i Ramazan 2013)


etiketler , ,

Copyright © 13 Ramazan 1433 Patla Bizans Tüm Hakları Saklıdır. Theme by Laptop Geek . | Bloggerized by FalconHive .